Alevi Ritüelleri
Alevi Ritüelleri
CEM
Kavram olarak Cem Arapça bir kelime olup toplanma, birikme, bir araya gelme manasına gelmektedir. Cem’in kaynağı Kırklar mitolojisine dayanmaktadır. Alevice yaşayan canlarιn, Evrensel hukuku işleyerek ,kendisini sorgulamasι ve özünü dara çekmesi için topluca bir araya gelerek oluşturduklarι halk makemesine Cem denir.
Toplumsal düzen kurallar içinde yer alan inançsal kurallar, toplumda belli konuları düzenler belli kurallar koyar ve kurumlar yaratır. Bir toplumda, devletin resmi bir dini olunca, bunun dışında kalanlar da geçmişten gelen gelenekleriyle günün koşullarının getirdiği kurumları yaratırlar. Bundan dolayı Alevi Hukuku, tümüyle ayrı ve özgün bir hukuk olup, kendini yaratmış bir varoluş hukukudur. Toplumdışı bırakılan, öteki sayılan Alevilik kendi yargısını da yaratmıştır.
«Cem» yalnızca inançsal gerekliliklerin yerine getirildiği toplantılar olmayıp, toplumsal sorunların, insan ilişkileri ve sorunlarının görüşülüp çözümler arandığı/bulunduğu toplantılardır. Cem bu yönüyle de bir yargılama ve yaptırım yeridir. Çünkü kadın erkek Cem de birlikte bulunurlar ve «Cem» de «12 hizmet» yerine getirilir.
Alevilikte «kul hakkı» bir «insan hakkıdır». Hak ihlal eden «dara» çekilir, sorgulanır.
Rızalık alınmadan Cem başlamaz. Alevilerin toplu anlamda temel ibadeti olan Cem, bir DEDE ́nin gözetiminde, önderliğinde yerine getirilir. Cem’e katılan her «Can»ın uyması gereken eline, diline, beline ilkesine uyulmaması onu «düşkün» durumuna düşürür. Dar’a çekilen can kendi özeleştirisini yapmak zorundadır.
Özetle «dar» kişinin kendi özü ile yüzleşmesidir.
Erenler cemine her can giremez. Şah’a Kanber gibi kul olmayınca Her Kanberim diyen Kanber olamaz Edep ile erkan yol olmayınca.
a) Cem’in özünde ne var
. Birlik-beraberliktir
. Eşitlik ( kul,köle,efendi ve beyin ) olamadığı yerdir.
. Sevgi-saygı yeridir.
. Yürütme. Yasama ve Yargılama yeridir
. Sunulan can,Söylenen söz,Sergilenen özdür.
. Şaşmasın, yolda düşmesin diye, el ele verilen yerdir.
. Hasbihal, rıza meydanıdır.
. Çiğlerin piştiği yerdir.
. Sır saklama meydanıdır.
. İbadet’dir.
. Edep-erkan İkrar-iman meydanıdır.
. Yas-hüzün yeridir.
. Lokma paylaşım yeridir.
. Hayırlar dileme yeridir.
. Zahiri-Bâtınȋ, ilim irfan mektebidir.
. Gönülleri birlemedir.
. Öz temizliğidir.
b) Cem de on iki hizmet
On iki hizmet yörelere göre değişkenlik göstermektedir. Oniki hizmet Ondokuza değin çıkmaktadır. Biz burda genel kabul üzerinde duracağız.
1. Mürşid-Pir-Dede : Hz. Muhammed’i temsilen Ahmed-i Muhtar postu ya da makamıdır. Tasavvufa göre Mürşid ya da Pir hem mülkün (varlığın) hem gönlün (ruhun) sultanıdır. Cem’i yönetir.
2. Rehber : Hz.Ali’yi temsil eder. Şah-ı Velayet makamıdır. Dedenin yardımcısı, ilk yol göstericisidir. Rehber, talibi ( yola girmek isteyen canları ) getirir Pir ve Mürşid’e teslim eder.
3. Peyik: Dedenin geldiğini ve Cem tutulacak günleri haber verir. 4.İznikçi: Cemevi’nin temizliğinden sorumludur.
5. Bekçi :Cem esnasında dışarıdan gelecek tehlikeye karşı canları korur. Canlar, canını ve malını teslim eder. Su uyur düşman uyumaz anlayışından hareketle bekçilik görevini yapar.
6. Gözcü: Cem de elinde asası ile Gözcü, disiplini, düzen ve sükûneti sağlar. Gözcünün elindeki «asa» edepli durana, doğru söze; «göz, kulak, gönül verene» değmez. Darda duran canlara rehber ile birlikte Dedeye yardımcı olur.
7. Çerağci:Delil ( kandili, mumu ışığı ) uyandırır. Cemevini sevgi nuruyla aydınlatır. Çerağ ve delil kelimeleri/kavramları genel manada bir birinden farklı anlamlara sahip olmakla beraber Alevi inancında birlikte kullanılan kavramlardır. Çerağ kelimesi Farsça bir kelime olup kandil, güneş, mum, lamba, çıra anlamına gelmektedir. Delil ise Arapça bir kavram olup rehber, yol gösterici, kılavuz anlamına gelmektedir. Çerağ, Hakk'ın nurudur. Daha yer gök hiç bir şey yokken o nur vardı. Herşey o nurdan meydana gelmiştir. İşte çerağın yakılması o nurun bütünlüklü olarak, daim olarak yankısının bulmasıdır. Çerağın yakılması Hakk Muhammed Ali yolunun sevgiyle, aşkla olduğu kadar bilimle, irfanla bütün insanların yüreklerinin ve beyinlerinin aydınlanmasıdır. Aydınlanan insan, kendini bilen insan varoluşa en anlamlı cevabı verendir. Aydınlanan, aydınlık olan, çerağmisali yanan çevresini de aydınlatır. Bunlar ve bunlara benzer anlamları olan çerağın uyandırılması sadece Cemle sınırlı kalmamalı. Her Alevi inançlı insan Perşembeyi Cumaya bağlayan gece mutlaka delili uyandırmalıdır. İster tek başına olsun, ister ailesi ile olsun mutlaka dua/gülbank eşliğinden delili uyandırmalıdır. İlk etapta ailenin anne babası delili uyandırmalı ama zaman zaman yaşı küçük de olsa çocuklara da bu görev verilmelidir. Yine Cemlerde olduğu gibi delili söndürmek yoktur. Delili söndürmek yerine delili sır etmek vardır. Nasıl oluyor bu sır etmek? Örneğin çerağ olarak eğer bir mum yakılmışsa-ki genelde mum yakılıyor o-vakit klasik olarak üfleyerek çerağ söndürülmez. Bunun yerine yine gülbank okunarak işaret parmağı ile baş parmak hafif ıslatılıp delil bu iki parmak ile sır edilir/dinlendirilir.
8. Semahcı: Semaha duracak canları organize eder ve duruma bağlı olarak o da birlikte semah döner. Hakk’a doğru, gerçeğe doğru, pervane olup uçarlar, Turnalar gibi. kanatların bir tarafı yere temas eder, diğer tarafı yukarıya bakar.Turap'ta alıp-Hakk'a göndermek.
9. Zakir: Cemlerimizde saz calıp söyleyendir. Telli Kuran’dır bağlama, yanıktır sazın namesi Zakir elinde. Gönülere huşu ile coşku verir, dile hikmettir Zakirin her deyişi... 10. Sakka’cı : Kerbela ve şehitleri aşkına suyu getiren ve dağıtan hizmettir.
11.Sofracı, Kurbancı: Tığlanacak kurbanları keser, hazırlar ve sofracıya teslim eder. Sofra Halil İbrahim sofrasıdır. Lokma herkesin lokmasıdır. «Elimde yoktur terazi, canlar hakkına oldu mu razı!..» diye sorulur. «Kurbana, Kurbancıya, sofraya, sofracıya, çalışıp kazananarak lokma getirene, pişirene, getirip götürene ve hizmet edene.» gülbank okunur. 12. Ferraş: Hak–Muhammed-Ali meydana çaldığı süpürgeyle temizler, kötülüklerden kin-kibir ve benlikten meydanı arındırır, hemde canların gönüllerini durular. 12 hizmet Kırklar meclisinde uygulanmış bir erkândır. Cemlerde görev alan on iki hizmetlilerin isimleri değişik isimlerde olabiliyor. Örneğin Musa Karakaş’ın «Alevilikte Cem» adlı makalesinde Sivas, Kangal, Dışlık köyünde 1960’lı yıllardaki uygulanışşekliyle Cem töreninden alınmıştır.
On iki hizmetleri kim beyan eder
⁃ Tarikatçı: Hz. Hasan Mücteba
⁃ Davetçi: Hz. Hüseyin Deşti Kerbela
⁃ Saki: Hallacı Mansur
⁃ Zakir:Seyyid Nesimi
⁃ İbriktar: Sarı İsmail
⁃ Gözcü: Karaca Ahmed
⁃ Cerağcı: Kara Pipabat Sultan
⁃ Sofracı: Garip Musa Sultan
⁃ Meydancı: Barak Baba
⁃ Ferraş: Resul Baba Sultan
⁃ Pervane: Taptuk Emre
⁃ Kapıcı: Güvenç Apdal
d) Cem olgusu
Cem Alevi Bektaşi öğretisinin en üst kurumudur.
HİMMET; ( öğreti ) almak için hizmetin yapıldığı erkan. Hak açısından eşitliğin olduğu, doğrudan demokrasinin uygulandığı bir erkandır.
Cem bir dayanışma etkinliğidir. Cem’e can olarak girmek gerekir, buda benliği bir tarafa bırakıp kendinden geçmek, herkesi bir görmekten geçer.
Cem bir arınma etkinliğidir, burada özü arındırma olayıdır, eğitilmek, eğitmektir. İnsan soyu hata yapmaya suç işlemeye yatkın bir cinstir. Kendisini bilgilerle arındırmalıdır. Hizmet sahipleri belirli olmalıdır. Hizmetliler kendilerine düşeni yerine getirdikleri zaman düzenli bir şekilde yürür.
Cem’e lokma getirilmesi, kırklar meclisinde bir üzüm tanesinin getirilip ve paylaştırılmasından kalmıştır. Her Cem’e gelen az ya da çok gönlünden ne kopuyorsa onu getirmelidir.
Cem bir yargılama etkinliğidir, buda kişinin Cem de topluma sorgusunu sualini yapması ile olur, ve bu Cem çesidi gӧrgü Cem’idir.
Cem bir aydınlanma etkinliğidir, bu aydınlanma bilgi, beraberlik, muhabbetlerle, deyişlerle, demlerle olmaktadır.
Alevilik İsa ve Musa’dan önce olan bir inanıştır, Hz. Muhammed’den veya Hz. Ali’den geliyor davası yanlıştır. Alevilikteki Enel-hak ( Hakkı ve insanı ayırmayan ) davası Muhammed’den ve Ali’den önce oluşmuştur. Bizdeki Muhammed Ali düşuncesi onları bireylikten çıkarıp düşüncelerini almamızdır. Bunu yapanda Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’dir. Çünkü Alevilik her düşünceden ve inanıştan yola uygun olanı almıştır.
Cem de ki düsturlardan biride verdiğin yerden alacaksın, ve aldığın yerden vereceksin kuralına uyarak, soldan başlayan dolu dağıtımı soldan, sağdan başlayan dolu dağıtımı sağdan geriye gelmelidir.
Cemlerde Dede, Rehber talipler birdirler, eşittirler tek farkları bilgili ve Cem’i yürütme görevine sahip olmalarıdır.
Cemler sadece bir yerlere ulaşmak için verilen gülbanglar değildir. Bir eğiticilik, bilgilendiricilik, direnişçilik, sohbet, ibadet, geleceğe doğru yükseltici muhabbetlerle gelişen bir okul olarak görülmelidir.
e) Alevilikte uygulanan Cem çeşitleri
1. İrşat Cem’i ( Gençleri, yeni yetişenleri aydınlatma Cem’i ).
2. Koldan Kopma Cem’i ( Suç işleyenlerin, düşkünlerin, toplumsal suçların yargılandığı Cem ).
3. Müsahiplik Cem’i (İkrar veren aileler arasındaki birlikteliği, dayanışmayı işleyen İkrar Cem’i).
4. Lokma ve Dardan indirme Cem’i ( Herhangi bir konuda adak adayanlar, baba ve annelerinin Hakk’a
yürümesinde helallık alma Cem’i )
5. Abdal Musa Kurban Cem’i ( Kurban kesip çevreye dağıtılan Cem ). Bu Cem Hacı Bektaş Veli ????döneminden
sonra uygulanmaya başlanmıştır.
1. GÖRGÜ CEM’I ( ALEVILER’DE ÇOK ÖZEL, ÖNEM TAŞIYAN BIR CEM’DIR ). İRŞAD CEMİ :
İrşad Cem’i kısaca yeni yetişen kız ve erkek gençlerimizi eğiten, yolun kurallarını gösteren, Cem de nasıl davranacaklarını bildiren, duaları öğreten, insanların birbirleri ile nasıl kaynaşacağını sağlayan, dinler ve inançlar hakkında bilgilendirme yapan bir Cem’dir.
Alevilikte görgü Cem’i özellikle tüm kurallarıyla değişik yörelerde noksansız olarak tatbik edilir. Görgü Cem’ine girebilmek için, Müsahipli olmak, evli olmak, adap ve ahlaka uygun olmak, düşkün olmamak, yani toplum içerisinde her hangi yüz kızartıcı bir suçu bulunmamak. Pire, Mürşide ve Dedeye inançlı ve itikatlı olmak. Kişinin mevki ve makamı ne olursa olsun Cemevinin eşiğinden adımını içeriye attıktan sonra, Cem’e katılan canlar kendi arasında bir fark gözetmemek ve Hakk’ın birliğine Peygamber’in Resulluğuna inanmaktır. Alevi Cemleri, Cem’e katılan aileler tarafından sosyal dayanışma suretiyle yaşamaktadır. Diğer bir deyimle Aleviler laikliği kendi içlerinde 1400 yıllık tarihi bir süreçde yaşatmışlardır.
Cem’in işleyişi
Rehber Dededen önce postun yanında yerini alır. Cem boyunca uyulması gereken kurallar, Cem’e giriş yöntemleri, Cem de dar hizmeti, niyazlar ve izinler hakkında bilgilendirmelerden sonra Dedeyi meydana çağırır. Dede meydana gelir canlara niyaz olur ve meydanda rızalık ister. Dedeye verilen rızalıktan sonra Rehber Dede’yi kutsayacak Gülbangi okur. Dedenin konuşmasından sonra oniki hizmetler çağırılır. Ve Kemerbestler bağlanır. Gözcü meydanda kalır ve her hizmetli ile hizmetini yürütmek için meydana gelir.
* Süpürgeci hizmeti gelir. * Tezekar hizmeti gelir. * Dargınların olup olmadığı sorulur ve meydana çağırılır. * Gönüller birlenir. * Çerağ uyandırılır ve kutsaması yapılır.
Kurban üzerine bilgilendirme yapılır ve kurban sahipleri meydana çağırılır. Kurban sahipleri dar da iken rızalık alınır ve iki taraflı rızalıktan sonra okunan Gülbanglardan sonra kurban duası okunur. Rehber postu getirir ve kutsar. Post eğer bir hizmet yapılacaksa açılır, yok hizmet görülmeyecekse post Dedenin yanında meydandan biraz üst tarafta yerleştirilir. Hizmetli, Cemlere katılanlar ikrarlı olmak zorundadırlar. Rızalıklar bittikten sonra Cem mühürlenir.
Cem mühürlendikten sonra miraçlama okunur, Hz. Muhammedin mihraca çıkışı ve kırklara uğrayışı zakir tarafından bağlama eşliğinde okunur. Miraçlamanın sonunda ki semah çağrısına canlardan isteyen her kes katılabilir. Kırklar söylencesi anlatıldıktan sonra semah ekibi yoksa canlar semah dönerler.
Tevhit okunur. Tevhit’le canlar iç seyire geçerek Hakk’ı arar. Gönül alış verişi yapılır. Kerbela anlatılır, mersiyeler okunur, ve sakka suyu dağıtılır. * Hizmetlilere Gülbang verilir. * Lokmalar dağıtılır. Lokmacı duasını okur ve Gülbangı’nı alır, lokmalar kutsanır ve alınır. Oniki hizmet gülbangı okunur.
Çerağ sırlanır. Oturan duran gülbangı okunur. Mühür açılır. * Dağılma izni çıkar.
g) Cem de okunan gülbenkler
Cem’in her aşamasında Dede tarafından farklı Gülbenk (dua) okunur. Cemevine canlar geldiği zaman Cem’e niyet Gülbeng’i okunur. Cem başlayınca Cem başlama gülbengi okunur. Arada toplu niyaz sırasında Cem gülbengi okunur. Cem de semaha kalkanlara semah gülbenği okunur. Cem bitişinde her 12 hizmet sahibine gerekirse ayrı ayrı gülbenk (dua) okunur. Lokmalar dağılınca lokma gülbengi yapılır. Lokmalar bu Gülbenk okunmadan yenmeye başlanmaz. Gülbenksiz lokma yiyen canlar ceza alabilirler. Lokmalar yenip bitince yine lokma gülbengi okunur. Son olarakta Cem’i bitirme gülbengi okunur.
Semah gülbengi şöyle olabilir
Bismi Şah...Allah Allah... Hayır hizmetleriniz kabul ola.
Döndüğünüz semahlar kırklar semahı ola, semahlarınız daim bedenleriniz sağlık ola. Muratlarınız hasıl ola...
İsteğinizi, dilediğinizi Allah, Muhammet, Ali vere... Döndüğünüz semahlardan hayır göresiniz.
Ebu Zer Gaffari'nin, Hz. Fatma'nın sevgi ve hizmeti üzerinize ola. Ya Ali Kırklar semahını deftere kaydede, gerçeğe hü...
2. KOLDAN KOPMA CEMİ :
Bu Cem Alevilikte Halk mahkemesinin işlediği, toplum içinde sosyal sorunların karara bağlandığı, toplumsal suç işleyenlerin müşkillerinin görülüp giderildiği, daha bir çok konuyu kapsayan bir Cem biçimidir. Bu Cem de tüm ihtilafları Dede, Pir veya Mürşid yöre halkının çoğunluğunun da katıldığı kararı uygular. Verilen karar herkes için geçerlidir.
3. MUSAHİPLİK CEMİ :
Alevi Cemleri’nin içerisinde Müsahiplik Cem’i çok önemli bir yer tutmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, Alevilik güçlü ahlak sistemine dayanan, eşitlik ilkesi, paylaşım ve sosyal adaleti kendi bünyesinde barındıran bir inanç biçimidir. Hamı kendi içinde olgunlaştırdığı gibi, «İnsan-ı kâmil» olmaya yönelik yoğun çaba ve çalışma içine girer. Aileleri birbirleri ile kaynaştırıp dayanışmayı sağlayan bir humanizmaya sahiptir. İşte bunun adı insanın insanla Müsahib olmasıdır. Yani birbiriyle ilke birliği, yaşam birliği ve daha da ileriye giderek kardeşlik anlaşmasının musahiplik vesilesiyle ikrarlaşmasıdır. Alevilik’de Müsahip olmadan önce belli olgunluk aşamaları vardır.????Gelin Musahipliği daha derinde inceleyelim:
Müsahiplik, Alevilerde yol kardeşliği anlamında kullanılır. Bu kardeşlik «kan kardeşliği», «Kan yolu ile akrabalığın» dışında kurulan sosyal-toplumsal bir akrabalıktır.
«Kan bağına» dayanan «akrabalık» bir anlamda zorunlu akrabalık iken, bu türdeki akrabalık Müsahiplik, tamamen gönüllülük esasına dayalı bir akrabalıktır.
Müsahip ise şöyle olunur: İyi anlaşan iki arkadaş «Yol kardeşi» olmaya karar verdiklerinde önce ailelerinin ve eşlerinin bu konuda rızalarını almaları gerekir. Müsahiplik taraflardan biri ölmedikçe bir kere yapılır. Hayatta sadece bir kişi ile Müsahip olunur. Evli olunması ve eşlerinde benimsemesi, anlaşması şarttır. Eğitim düzeyleri, sosyal-toplumsal konumları, ve ekonomik yapılarının birbirleriyle uyumlu olmaları gerekir. Bu uyum sağlanmazsa ileride sorun çıkabilir. Tabi en önemlisi de iki müsahibin ve eşlerinin çok iyi anlaşması gerekir.
Müsahip eşleri birbirinin kardeşi, çocukları da kendi çocukları sayılır. Kan bağı ile olan amca çocukları, teyze, hala çocukları birbirleri ile evlenebildiği gibi müsahip çocukları da asla birbirleri ile evlenemezler. Onlara evlilik düşmez.
Alevilerin temel ibadeti olan Cem törenleri esas olarak iki türlü yapılır. Birincisi yediden yetmişe herkesin katıldığı Cemlerdir. Bunların sınırı oldukça geniştir. Adına «Birlik Cem’i» de denir. Bu Cemler daha çok gençlere ( kız ve erkek ) öğretmek amacıyla yapılır. İkinci tür Cemler ise daha dar bir kesimin katıldığı Cemlerdir. İşte bu Cemlere sadece evli veya müsahip olan çiftler katılır. Bu Cemlere «Görgü Cemleri» de denir. Bu Cemler de ki katılımcılar bir anlamda müsahip olmuş yola girmiş olanlardır. Burada herşey daha disiplinli ve kuralcıdır. Müsahip olmayanlar bu Cemlere alınmazlar.
Müsahip olma bunun ön şartıdır.
Müsahipler arasında hem dinsel anlamda yol kardeşliği hem de toplumsal anlamda yol kardeşliği vardır. Kan bağı ile oluşan kardeşlikte aileler ayrı evlerde oturduklarından birbirlerinden sosyal ve toplumsal olarak sorumlu değillerdir. Yani kardeşler birbirinin hatasından sevabından sorumlu değildirler. Cüzdanları ayrıdır. Yardımlaşma olur. Ama müsahiplikteki gibi ortak değildirler. Müsahiplikte ise; iki taraf birbirinin hatasından ve sevabından sorumludur. Namus dışında neredeyse her şey ortaktır. Yani kurulan bu kardeşlik toplumsal sorumluluk ve paylaşım açısından kan kardeşliğinden daha kapsayıcı ve sorumluluk gerektiren bir işleve sahiptir. Kan kardeşleri arasındaki ilişkide cüzdanlar ayrıdır. Ama müsahiplikte cüzdanlar aynıdır. Ayrı düşünmek en büyük zaaf sayılır. Bu sorumlulukları gönüllü olarak kabul eden iki aday Dedelerine Mürşitlerine başvurur. Niyetlerini ifade ederler. Dede de onlara müsahip olmanın koşullarını tanıklar huzurunda arar ve sorar. Dede şartları uygun görürse onları huzura alır. Dua alma vaziyetini alarak dua okur. Arkasından da müsahip olmanın zorluklarını anlatır.
Özetle
- Birbirinize ölünceye kadar yardımcı olacaksınız.
- Yalan söylemeyecek, haram yemeyeceksiniz.
- Elinize dilinize belinize sahip çıkacaksınız.
- Birinizin kusurunda-hatasından diğeriniz sorumlu olursunuz.
O nedenle birbirinizin «suç işlemesine engel olacaksınız» der.
Hatayi:
«Musahip olanın özü yuyulur Hak cemine el-ayaksız girilir» demektedir.
Kul Himmet ise:
Talip on yaşında musahip tuta
Yirmide özün gerçeğe kata
Otuzunda vara mürşide yete
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran
Yirmisine gelmiş bir talip «Kamil-İnsan» olmuştur. Otuz yaşına geldiğinde ise Mürid’e vararak «Hak ile Hak olur»
yiter yerişir, topluma irşada başlar.
4. LOKMA CEMİ (DARDAN İNDİRME CEMİ)
Adına Lokma Cem’i dediğimiz Cem, kulun kula razılık Cem’idir. Bir helallaşma Cem’idir. Bir gönül alma Cem’idir.
Adak Kurbanları, Adak yemekleri bu Cem de yapılır. Bu Cem’in diğer bir adı da «DARDAN İNDİRME CEM’İ»dir.
Anadolu’nun bazı yörelerinde Lokma Cem’i, diğer bazı yörelerden de Dardan indirme Cem’i olarak anılmaktadır.
Dardan indirme, anne, baba veya bir yakının Hakk’a yürümesiyle ilgilidir. Baba, Anne veya bir yakın akrabası Hakk’a yürüyen kişi, ilk üçüncü günü bir yemek verir. Yedinci ve Kırkıncı günü tekrar bir yemek verilir. Bu her üç yemek bir gelenektir. Ancak dardan indirme Cem’inin amacı değişiktir. Bu Cem’in belli bir günü yoktur. Ama aynı yıl içinde yapılması da bir görev sayılır.
Ölen kişi için Alevilikte daha çok «Hakk’a yürüdü» deyimi kullanılır. Hakk’a yürüyen kişinin tüm tanıdıkları, alış veriş ilişkisi olduğu kimseler, çevrede tanıdığı akraba ve arkadaşları çağrılarak hem halkın huzurunda, hem de Dede’nin huzurunda razılık alınır. Borcu varsa ödenir. Alacağı varsa alınarak yakınına teslim edilir. Sağlığında gücendirdiği kimseler varsa onların razılığı alınır. Kurallar yerine getirildikten sonra yemekler yenilir. Dualar ve Gülbenkler okunarak kişiye razılık verilmiş olunulur.
5. ABDAL MUSA CEMİ:
Abdal Musa, Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin önemli kerametler gösteren halifelerindendir. Abdal Musa Alevi ve Bektaşi’lerde saygı ile anılan «sultanlık» payesi almış, bir çok kerametleri olan velilerden birisidir.
Abdal Musa Ceminde kural olarak bir yola alınma veya görgü amacı yoktur. Özellikle Ege ve Akdeniz yöresinde adına Tahtacı ve Çepni dediğimiz boylarda Perşembeyi Cumaya bağlayan gecelerde adak kurbanları gibi konularla ilgili Cem düzenlenir. Bu Cemlerde köy halkı biraraya toplanır. Dargınlar, küsler barışır, komşular birbirlerine lokma verirler.
CEM VE NEFES İLİŞKİSİ
Cem, Semah, Kurban bir ibadet tarzıdır. Bu törenler nefesler, gülbenklar eşliğinde bir seremoni ve ritüeller zincirlemesiyle yapılır. Zakir Bilal-i Habeş ve İmam Zeynel Abdul-Samed Piri olarak kabullenilir.
Cemlerimizde Zakirler Bağlama, çalarak, deyiş, düvaz, nefes, miraçlama söylerler. Semahcı ( pervane ): Ebu Zer Gaffari hizmet Piridir. Kadın ve erkek canlarda oluşan semazenler, semah dönerler. Bu Cemlerde bağlama ile nefes/deyiş okuma ve geleneği binlerce yıl süre gelmiştir. Dini ve töresel bu gelenek, 12 hizmet adıyla bir seremoniyle başlar ve devam eder. Cem İbadeti, SERCEM denilen mürşit yada Pirin yönetiminde yapılır. Cem bütünselliği Alevi toplumunun Hakk'a ulaşma yolunun mistik yanlarını oluşturur.Bu nedenlede müzik ve nefesin içeriği de mistik ortamın durumu yansıtır.
Cem birleme veya Cem bağlamada Gülbenk ile olur. Cem Dedenin işareti ile yol kurallarına uygun ve ritüellerin sırasına göre Zakir nefesleri çalıp söyler.????Cem lokmasız olmaz. Bu nedenle her Cem de muhakkak bir yiyecek yenir ve içilir. Bu bağlamda bizde Alevi Yolu’nu içeren ŞAH’ın bir deyişine burada yer verelim:
Kurbanlar tığlanıp gülbang çekildi
Gaflet uykusundan uyana geldim
Dört kapı sancağı anda dikildi
Üryan büryan olup meydana geldim.
Evvel eşiğine koydum başımı????İçeri aldılar döktüm yaşımı Erenler yolunda gör savaşımı Can baş feda edip kurbana geldim
Ol demde uyandı batın çerağı
Rehberim boynuma bend etti bağı
Üçer adım ile attım ayağı Koç kurban dediler inana geldim
Pirim kulağıma eyledi telkin????Şah-ı Vilayet'e olmuşum yakın
Mezhebim Caferi Sadık-ul metin
Allah dost eyvallah peymana geldim.
Özüm darda yüzüm yerde durmuşum
Muhammed Ali'ye ikrar vermişim
Sekahüm hamrini anda görmüşüm
İçip kana kana mestane geldim
Yolumuz On İki İmam'a çıkar Mürşidim
Muhamed Ahmed-i Muhtar Rehberim
Ali'dir sahip-Zülfikar
Kulundur ŞAHI’ya divana geldim
Cem törenlerine de çoğunlukla zakir tek kişi olur ve nefesleri okur, ancak sazlar birkaç tane olabilir. Erkek zakirlerin yanında kadın zakirlerde vardır. Alevilerde bütün deyişler enstrüman eşliğinde okunur. Bu enstrümanlar Dersim’de farklı Bulgaristan Alevilerinde farklı olup yörelere göre değişiklikler gösterir.
Bağlamalar temel enstrüman olmak üzere, keman, kabak kemane, kudümde icraya katılmaktadır. Nefesleri tek olarak seslendiren zakire; Cem’i yöneten Dede ve diğer aşıklarda belirli bölümlerde eşlik edebilmektedirler.????Çok enstrümanla yapılan bu eşlik bazen vokal ya da birkaç kadın ve erkekten oluşan koro katılımlada nefes söylemeleri gerçekleşmektedir. Koral seslendirmeye her Cem de rastlamak olanağı yoktur.
Müzik açısından gelişkin bazı Dede Ocaklarında yetişmiş ozanların bu tip müziği birlikte icra edebilme yeteneğine ve becerisine rastlamak mümkündür. Kısas Köyü, Kantarma Köyü, Hubyar Köyü, Onar Köyü gibi Alevi toplumunda toplu müzik icrası yapabilmektedir. Alevi toplumunda enstrümansız koral icra olmaz.
Muhabbet Cemlerinde seslendirilen deyişlerin melodilerinde ise daha dünyevi duyguların egemen olduğu hemen hissedilir.
Nefeslerin melodik örgüleri Cemlerin durumuyla yakından ilgilidir. Tevhid zikri ağırlıklı özsel «İçeri Cem’i»nde mistik karakterli, insanları coşku ve cezbeye getiren nefesler çalınıp söylenir. Bu nefeslerde ilahi bir veçhe ve gizemli bir örtü kalıbı melodisi vardır.
Her Dede Ocağı kendine göre benimsediği 7 ulu Ozanın bir nefesini yöresel müzik kalıbıyla seslendirerek
Cemlerde huşu içinde söyler. Bu anlayış «yol bir sürek bin bir» ifadesinde somutlaşmıştır.